Dünya'da Organik Tarım


Dünyada hızlı nüfus artışı ile birlikte tarım ürünlerinde yetersizlik meydana gelmiş ve bu da beslenme konusunda sorunlara neden olmuştur. Artık üretilen ürünler insanoğluna yeterli gelmemektedir. Bu nedenle üretimde sadece verim artışı hedeflenmiş, sentetik kimyasal tarım ilaçları ve mineral gübrelerin kullanımı artmıştır.

Son yıllarda tarımsal ilaçların ve gübrelerin bilinçsizce kullanımı bitkisel üretimde artışın yanında kalitesiz ve insan sağlığını tehdit edecek ürünlerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Kullanılan kimyasal tarım ilaçları toprakta birikerek, bitki sağlığını olumsuz etkiler ve ekolojik dengeyi bozar.

Bu olumsuz koşullar karşısında birçok ülke bilinçlenerek doğaya ve insanlara zarar vermeyen tarımsal ürün yetiştirip tüketmiştir. Böylece organik tarım ortaya çıkmıştır. Aslında dünya üzerindeki en eski tarım şekli organik tarımdır. Teknolojik gelişimin tarım tekniklerine getirdiği yenililiklerin yoğun kullanımı sonucunda ortaya çıkan sorunlar karşısında eskiye doğru bir yönelim gündeme gelmiştir.

Artan nüfusa bağlı olarak yaşadığımız çevre ve yediğimiz ürünlere dikkat etmemiz gerekir. Organik tarım yapılarak; gelecek nesilleri korumak, kimyasalların insan, çevre ve hayvanlar üzerindeki olumsuz etkilerinden korunmak, toprak verimliliğini arttırmak, erozyonu önlemek, su miktar ve kalitesini korumak, enerji tasarrufu yapmak ve ekonomiyi desteklemek gibi faydalar sağlanabilir.
Organik tarım; üretimde kimyasal girdi kullanmadan, üretimden tüketime kadar her aşamasında kontrollü ve sertifikalı tarımsal üretim biçimidir. Hatalı uygulamalar sonucu kaybolan doğal enerjiyi yeniden kurmaya yönelik, insana ve çevreye dost üretim sistemlerini içerir.

Dünyada organik tarım ilk defa 1910'lu yıllarda uygulanmaya başladı, 1930'lu yıllarda ise kontrollü üretim yaygınlaştı. Ticari anlamda önem kazanmaya 1970'li yıllarda başladı, 1972'de Almanya'da Uluslar arası Ekolojik Tarım Hareketleri Federasyonu'nun (IFAOM) kurulmasıyla daha düzenli bir hale geldi.

Dünyada organik tarım faaliyetleri her yıl yaklaşık %20-30'luk büyüme gösterir. 1986'da 120000 hektar olan üretim alanı, 1987'de 1,8 milyon hektara ulaştı. Aynı dönemde işletmelerin sayısı da 7000'den 73000'e yükseldi. Yapılan araştırmalara göre 62 milyon hektarlık alanda ekolojik doğal toplama yapılmaktadır. 2002 yılında 23 milyar dolarlık ekolojik gıda ve içecek pazarı 2005 yılına kadarki sürede %43 artış göstermiş ve 33 milyar dolara ulaşmıştır. 2007 yılı sonu itibariyle 141 ülkede 1,2 milyon üretici 32,2 milyon hektarda organik tarım yapılmıştır.

Dünyada organik tarım yapan ülkeler

Ülkeler

Ekiliş alanı (Ha)

Ülkeler

Ekiliş alanı (Ha)

Avustralya

12.126.633

Almanya

767.891

Çin

3.466.570

Uruguay

759.000

Arjantin

2.800.000

İspanya

733.122

İtalya

954.361

İngiltere

690.270

ABD

889.048

Türkiye

192.789

Brezilya

887.637

   

Avustralya'nın birinci sırada yer almasının sebebi, burada organik bitki yetiştiriciliğinden çok organik hayvancılık yapılıyor olmasıdır. Organik hayvancılıkta kullanılan otlaklar ve meralar organik tarım koşullarını sağlamak zorundadır.
Ülkemiz organik üretimde dünyadaki diğer ülkelerin çok gerisinde kalmaktadır. Çünkü ülkemizde organik ürünler pazarda alıcı bulamamaktadır. Üreticiler ihracata yönelmektedirler. Fakat son gelişmeler bu durumun yakında değişeceği umudunu vermektedir. Bu gelişmelerle birlikte, dünyada ve ülkemizde organik tarıma olan talebin artması üreticimizi organik tarıma teşvik eden bir güç olacaktır.

 

" Müşteri Allah’ın bizim için ayırdığı rızkı kapımıza kadar getiren elçisidir… "